Eski Hesap Uzmanı - YMM
Değerli çalışmaları ve örnek kişiliği ile Kurulumuzun gelişmesinde çok önemli pay sahibi olan Üstad'larımızdan, ADİL YÜCEFER'i, genç kuşaklara tanıtmak, sanırım bizlere düşen görevlerden biridir.
1911 yılında İstanbul'da doğan Adil Yücefer, 1912 yılında, henüz 1 yaşında iken, 22 yaşındaki annesi Saniye hanımı kaybetti. Babası Mustafa Zihni bey, diğer 3 erkek çocuğu ile birlikte Adil Yücefer'i yetiştirdi. Öğretmen ve daha sonra Maarif müfettişliği yapan babasının görevi dolayısıyla Anadolu'nun birçok ilinde bulunan Adil bey Üniversite tahsilini 1933 yılında, o zaman İstanbul'da bulunan, Mülkiye Mektebinde tamamladı ve Eylül ayında Maliye Bakanlığı Teftiş Heyeti'nde Tetkik Memurluğu görevine atandı. Bundan sonra sırası ile, İstanbul Defterdarlığı Tahakkuk Müfettişliği, Vergi Kontrol Memurluğu, Re'sen Takdir Komisyonu Başkanlığı, Defterdarlık Kontrol Bürosu Şefliği, İstanbul Varidat Müdür Muavinliği ve Müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra, 28.03.1945 tarihinde, önce Hesap Mütehassıslığına, Hesap Uzmanları Kurulunun kuruluşundan sonra da, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığına atandı. 29.11.1951 tarihinde Baş Hesap Uzmanı ve 23.01.1956 da da Müşavir Hesap Uzmanı oldu. Fransa'da Vergi Sistemleri üzerinde incelemeler yaptı. Vergi Reform Komisyonu üyeliği ve Hesap Uzmanları Danışma Kurulu Başkanlığını görevlerinde bulundu. Bu satırların yazarı O'nu, özellikle Danışma Kurulu Başkanlığı döneminde, yakından tanıma imkanını bulmuştur.
Danışma Kurulunda tartışılan konuların, Bakanlık tarafından benimsenmesinde de önemli rolü olan Adil Yücefer Üstadın bir başka özelliği ve genç kuşağın bilmesi gereken yönü de, onun 1960 ihtilalinden hemen sonra, Yüksek Soruşturma Kuruluna üye seçilmiş olmasıdır. Üstat, Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı ilerici bir karaktere sahipti. O yılların olayları sırasında Cumhuriyet Halk Partisi ve İsmet Paşa yanlısı olduğu açıkça belliydi. Buna rağmen, devrilen Cumhurbaşkanı, Başbakan, Demokrat Partili Bakanlar ve üyeler için, üyesi bulunduğu Yüksek Soruşturma Kurulu tarafından verilen idam cezası kararlarına, özgün bir hukuk anlayışı, adalet ve nasafet kuralları ile, muhalefet şerhi koyan ilk ve tek kurul üyesi oldu. Bu tutumu, O'nu yakından tanıyan ve siyasi görüşlerini bilen yakınları ve arkadaşları arasında büyük yankı yaratmıştı. Ayrıca AKİS Dergisi de Adil Bey'in, Yüksek Soruşturma Kurulunun vermiş olduğu idam kararlarına koyduğu muhalefet şerhini, o günlerde, eleştirel bir ifade ile şöyle yansıtmıştı:
Bayar hakkındaki karara üyelerden bir tek Adil Yücefer muhalefet şerhi koymuştur. Meşruiyetini kaybeden iktidar, milli müeyyideyi temsil ve tatbik eden inkılap tarafından tasfiye olunmuş, siyasi sorumluluğun bu suretle neticesi alınmış, sanıklar çeşitli suçlardan dolayı normal hukuk nizamına tevdi ve teslim olunmuşlardır. Bu esastan hareketle, Türk Anayasa Hukuku ve Ceza Hukuku nizamları, yekdiğerine muvazi olarak nazara alındığı ve bir Anayasa ve Ceza hukuku reformu arifesinde bulunulması göz önünde tutulduğu takdirde, sanıkların Anayasa'yı ihlal mevzuundaki fiillerinin Demokrat Partinin merkezi sevk ve idaresi ve parti grubu ile ilgili olarak Türk Ceza Kanununun 141/3 ncü maddesi çerçevesinde mütalaa edilmesi gerekmektedir.'
Hukuk dili ile yazılmış bulunan bu mütalaanın herkes tarafından anlaşılır manası şu idi. Aslında Bayar, Yücefer'e göre de suçlu idi. Ancak, Cumhurbaşkanı'nın Devlet kuvvetleri aleyhine işlenen cürümler, faslına göre değil, Vatan aleyhine işlenen cürümler, faslına göre yargılanmasını istiyordu. Bunun cezası da idam değil, 6 aydan müebbete kadar giden hapis cezası idi. Öteki bütün üyeler ise, idam cezası olan 146 ncı maddenin uygulanmasında birleşmişlerdi.
Adnan Menderes hakkındaki idam kararına da, üyelerden sadece Adil Yücefer, aynı nedenle karşı çıkmış ve aynı muhalefet şerhini koymuştu. Bakanlar hakkındaki Yüksek Soruşturma Kurulu kararlarında da, 4 muhalefet şerhinden biri, gene Adil Yücefer'e ait bulunmakta idi.
Bu olaylardan 40 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti, idam cezasını kaldırmış, hatta daha önce, idam edilenlere törenler bile düzenlemişti. İşte o günlerde yadırganmış olan Adil Yücefer'in bu muhalefeti, O'nun hümanist kişiliğini ve adalet anlayışını yansıtması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır. Meğerse, üstat 40 yıl daha ilerlerde imiş.
27.06.1973 yılında emekli olan Adil Yücefer'i, Fahri hesap uzmanı olarak 20.06.1987 tarihinde kaybettik. 18 inci ölüm yıldönümünün yaklaştığı şu günlerde sayın üstadımızı saygı ile anmayı görev biliyoruz. Nur içinde yatsın.
Vergi Dünyası, Haziran 2005